Eğer bir çarpışma kaçınılmaz ise, düşmanınızı sizin koyacağınız koşullarda savaşmaya zorlayın. Zayıf noktalarını hedef alın ve savaşı onlar için pahalı, sizin için ucuz duruma getirin. -Robert Greene
Sahip olduğumuz ve barışamadığımız özelliklerimiz, kusurlarımız ya da farklılıklarımız, bizi kendimizden uzaklaştırır. Yüzleşmekten kaçtığımız gerçekler, tam olarak kendimiz olmamızı engeller. Bu kusurları ya da farklılıkları ne kadar gizlemeye çalışırsak, o kadar yapay bir etki bırakır üstümüzde. Bu durum hisleri güçlü olan insanlar tarafından fark edilir. Bu insanlar çoğu zaman zaaflarımızla ve yüzleşmekten korktuğumuz gerçeklerle bizi kontrol etmeye çalışan kötü niyetli kişilerdir. İnsanların özgüvensizliklerini ve zayıflıklarını hedef alarak onları kendilerinden şüphe ettirmeye ve kendilerine hizmet etmeye zorlayan bu kişilere karşı hazırlıklı olacağımız bir yolculuğa çıkacağız.
Çocukluğumuzda aldığımız yaralar veya kendimize yönelik yanlış düşüncelerimiz, bugünkü ve gelecekteki kişiliğimizi oluşturup etkiler. Sevgi, ilgi görmemiş bir insan, sadece başarılarıyla desteklenip mutlu olduğunda takdir edilen bir insan kusurlarını veya farklılıklarını görmeyip yok saymaya devam eder. Ama sahip olduğumuz olumlu taraflar gibi olumsuzlarında bize ait olduğunu gözden kaçırırsak eğer kendimize yabancılaşırız. Çocukken arkadaşları veya ailesi tarafından dışlanmış bir insan- ‘’Bak o ne kadar çalışkan. Sen daha tabak taşıyamıyorsun. Ne uzunsun oğlum sen sırık gibi. Çok şişkosun bu ne böyle! – benzeri yaklaşımlarla utandırılıp aşağılanır ve bu kişi kendisine yabancılaşmaya başlar. Veya fiziksel bir farklılığı yüzünden kendini kusurluymuş gibi gören bir çocuk büyüdükçe bu farklılığını insanlardan gizlemeye çalışır ve gizlemeye çalıştıkça daha yapay davranır. Çünkü kendisi olmanın ne kötü bir şey olduğunu görmüş ve artık kendisi olmaktan içten içe nefret etmeye başlamıştır. Alice Miller’ın “Sağlıklı insan kendine rahatlıkla ‘ne ise o olma, öyle görünme’ iznini verebilen bir kişidir.” sözü birçoğumuzun çocukluk ve yetişkinlik arasında önemli bir köprü kurmaktadır. Kendimiz olmamıza izin verilmediği ve kendimiz olursak cezalandırılma veya mahrum bırakılmayla karşı karşıya kalabileceğimiz korkusu bize, ikiyüzlü olmayı öğretti. Muhtaç olduğumuz insanların gözüne girebilmek için çabalayıp dururken farklılıklarımız, düşmanlıklarımız halini aldı. Bu yüzden karşılaştığımız insanlar bilinçli ya da bilinçsiz olarak bize bu farklılıklarımızın dönüştüğü zayıflıkları veya herkesten saklamaya çalıştığımız utançlarımızı hatırlattığı zaman güvensizlik içinde güvenimizi yitirir ve içimize kapanırız.
Çoğu zaman kötü niyete sahip insanlar bizim kusurlarımızı ve utançlarımızın farkına varır veya bunları gözlemler ve bizi buralardan yaralamaya çalışır. Beğenmediğimiz fiziksel bir özelliğimiz, terk edilmiş olmamız, kendimize güvenmediğimiz herhangi bir konu, ilgi ve takdir edilme ihtiyacımız bunların hepsi bize karşı bir zaaf olarak kullanılabilir. Her ne kadar başarı sahibi olsak ya da kendimizi bildiğimizi düşünsek bile, beklemediğimiz yerlerden gelen saldırılar karşısında etkisizleşir ve ne yapacağımızı bilemeyiz. Hayatın birçok alanında karşımıza çıkan bu tip insanların amaçlarından birisi de tam olarak budur zaten: Diğerlerinin zayıflıklarını ve sırlarını hedef al, onları hiç beklemedikleri yerden yarala ve ayağa kalkamayacak duruma getir. Kraliçe Elizabeth’in yıllar önce söylediği ‘’O tarihte güç ve silahlar yaygındı, ama şimdi tilki kurnazlığı her yerde dolaştığından sadık ya da erdemli birini bulmak çok zorlaştı.’’ sözü, günümüzde geçerliliğini arttırmıştır. İnsanlar artık niyetlerini gizleyip bir casus gibi çalışarak bizimle savaşma peşindeler. Çok masum düşünmeyi bırakıp hayatınızı gözlemleyecek olursanız eğer iş yerinde, okulda veya evde nedensiz yere kötü, sıkıntılı hissettiğiniz anlar olur. Bunlar bazı zehirli tipteki insanlarla konuştuğunuz sırada olur. Onlar yüzü gülüp size karşı çok samimidirler, ama üstü kapalı olarak sizi eleştirir, aşağılar ve kendinizi kötü hissedip öfkelenmenizi sağlarlar. Bu durum siz de kafa karışıklığı yaratır; ‘’Böyle içten ve samimi görünen bir insan nasıl olurda kurnazlık içinde canımızı sıkmaktadır? Acaba biz mi yanlış anladık?’’ Bu düşünceler içinde boğulurken kurban olmaya başlar ve gerekli yemi yutarız. Artık onlar tarafından yaralandığımız için sanki duygusal bir Stockholm Sendromu içinde bize kötü hissettiren insanların gözüne girmek için uğraşırız.
Bu teknik, geçmişten günümüze yaşanan savaşlarda devletlerin ve devlet adamlarının aktif olarak kullandığı yöntemdi. Sadece savaş değil birçok farklı alanda kullanılan bu yöntem, özellikle düşmanın, rakibin açığını arayıp bulmak ve onu yok etmek için kullanılırdı. ‘’Bir devlet adamının zaafları nedir? Araçlar, kadınlar veya fazla para mı?’’ ‘’Rakip firmanın kusurlu tarafları nedir? Şirket içinde organizasyon eksikliği ya da çalışanlar arasında güven sorunları mı var?’’ buna benzer soruların peşine düşen kişiler, rakiplerini yok etmek için çeşitli istihbarat toplar ve bu istihbaratı kullanarak güçlerini arttırırlar. Normandiya Çıkartması öncesi sahte bilgiler yayarak kafa karışıklığı yaratmaya çalışan İngiliz ve Fransız birliklerinin bulduğu en büyük zaaf Hitler’in içinde bulunduğu duygusal durumdu. Son zamanlarında gittikçe yalnızlaşan, uykusuzluk çeken, herkese karşı paranoyası oluşan ve eline geçirdiği her türlü maddeyi sakinleşmek için kullanan Hitler’in sahip olduğu bütün zayıflıklar, onu, rakipleri tarafından yok etmek için kullanılabilecek birer silaha dönüşebilirdi. Hitler gittikçe küçülen ve delikler açılan zihni içinde, hala güç sahibi olduğu sanrısına kapıldı ve düşüncelerinin doğru olabileceğine inandı. Zaafları olan insanları alt etmek her zaman için kolaydır. Hayvanlar aleminde bazı tipteki hayvanlar avlarını yorar ve onlarda kafa karışıklığı yaparlar. Yorulan avın sinirleri gittikçe gerilir ve yanlış yapma ihtimali artar. Öfke ve korkusuyla başa çıkamayan hayvan zayıf düşer ve avcının yemeği olur.
Bunun tam tersi olarak bu tekniği kullanabilmek için kurbanlarımızın eksikliğini çektiği heyecanları, utanarak kaçtığı taraflarını, yapmak isteyip cesaret edemediği ideallerinin peşine düşeceğiz. ‘’Kaygı ve yoksunluk hissi olmadan baştan çıkarma olmaz.’’ demiştir Robert Greene. İnsanların özlemini çektiği veya korkakça kaçtığı anları gözlemleyip bularak onların zihninde kaygı ve yoksunluğu tetikleyeceğiz. Birisine sürekli olarak sevmediği ya da zayıf hissettiği taraflarını söylerseniz eğer, o kişi bir süre sonra kendini yetersiz hissetmeye başlar. Bu yetersizlik ‘’Acaba çok mu kötüyüm? Kendimi geliştirebilir miyim? Bu benim hak ettiğim ve değiştiremeyeceğim hayat mı?’’ benzeri soruları ortaya çıkarır. Ve bu soruları kendine sormaya başlayan kurban zaaflarıyla barışmak yerine, ona zaaflarını hatırlatan kişiye bağımlı olur. İçlerinde açacağımız yara gittikçe genişlemeli ve bu genişliği hayatlarına aktarmalıdırlar. Oluşturduğumuz bu zararlı ortam, insanları özgüvensizleştirecek ve savunma mekanizmalarını yok edecektir. Kırılgan egoları ve içlerindeki boşluk duygularını gün yüzüne çıkardığımız zaman kendilerine olan hoşnutsuzluk artacağı için bize âşık olma veya bizim peşimizden sürüklenme ihtimalleri artacaktır. Tehlikeli ve acımasız gelen bu olay, birçok insanın hayatında yaşadığı yaralayıcı bir travmadır.
Gerçekçi yaklaşmak ve olayları özümsemek için hem kurban hem de saldırgan tarafından işlediğimiz bakış açıları bizi şu gelişime ulaştıracak: Her yönüyle çözmeye ve bilinçlenmeye çalıştığımız çeşitli tuzaklar, karşılaştığımız zaman bizi etkileyemeyecek birer balon halini alır. İyilik maskesi altına sığındığımız ve son derece ahlaklı bir yaşam sürdüğümüz sanrısından uzaklaşıp bazı gerçekleri olduğu gibi görmek, can acıtıcı olsa bile bizi ileriye taşıyacak en büyük desteklerdir. Bu manipülasyon türüne karşı hazırlıklı olmak ve gerektiği yerlerde uygulamak için bazı çalışma maddeleri bize rehber olacak:
1-) Korkarak kaçtığınız, insanların öğrenmesini istemediğiniz ve yüzleşmenin size acı verdiği anlarınız nedir? Yakınınızı kaybetmek, terk edilmek, cinsel yöneliminiz, sırlarınız ve insanların sizi yaralayabileceği her türlü zayıflıklarınız neler? Bunların hepsini defterimize dürüst bir şekilde yazacağız. Üstünü örtmeye çalıştığımız ve kendimize karşı dürüst olamadığımız her şey, bir an gelir bizi yok etmek için kullanılır.
2-) Yazdığımız bütün zayıflıkların olduğu listeyi gözden geçirerek bunların neden olduğunu ve ne zaman olduğunu bulun. Bu, sancılı bir süreç olabilir. Ama çoğu zaman kurtarıcı haline gelecek bir süreçtir. Bu maddelerde yazanlar bizi neden korkutuyor? İnsanlar bu taraflarımızı öğrenirse en kötü ne yaşayabiliriz? Öğrenmedikleri sürece bunun korkusuyla ne zamana kadar kendimize hapsolabiliriz? Bunları yapmamızın en büyük sebebi, herhangi bir zaman gelebilecek saldırılara karşı hazırlıklı olmak ve zihnimize girmeye çalışan kötü niyetli insanların saldırılarını etkisizleştirmektir.
3-) yukarıda ki maddeleri dürüst bir şekilde yazıp sebeplerini ve bize hissettirdiklerini bulduktan sonra bunların bizi zayıflatma hissine değil, bize kazandırmış olduğu güçlere odaklanacağız. Nelerden utanıyorsun, nelerden kaçıyorsun ve neler insanlar tarafından sana zaaf olarak kullanılıyorsa hepsine sahip çıkman gerekir. Sahip çıkmadığın her şey acı bir şekilde içinde var olmaya devam edecek ve senin için hastalık halini alacaktır. Duymaktan korktuğun, seni öfkelendiren cümleler, kelimeleri yaz. İnsanların seni yaralayabileceği sözlerini yaz. Bunları kendi kendine söyle, yakın bir arkadaşından sana bunları söylemesini iste. Zayıflıklarını ne kadar olağanlaştırır ve kendin için normalleştirirsen zaafların o kadar ortadan kalkacaktır. Kendinle ve tüm geçmişinle barışmayı başardığın kadar, psikolojik olarak güçlü olacaksın.
4-) Bu maddeleri uygulamak ve kendinle yüzleşmek ilk zamanlarda zor ve acı verici olacaktır. Denemekten ve inanmaktan vazgeçme. İlk başlarda zorlandığın zaman ‘Zayıf görünme’ tekniğini hatırla ve hiç olmayan korkularını veya zaaflarını karşındaki insanlara göster. Onlar senin gerçek taraflarına değil uydurma anlarına odaklanacakları için seni yaralamaları daha zorlaşacaktır. Bu madde bir kaçış olarak kullanılabilecekken diğer maddeler senin özünü ortaya çıkarman ve başarılı olman için yardımcı olacaktır.
SELİM GEÇİMLİ